''Hawking Yanılıyor!'' - John Lennox




Stephen Hawking'in fiziksel olduğu kadar entelektüel olarak da cesur olduğu yadsınamaz. Meşhur fizikçi, son kitabında küstahça, evrenin ilahi yaratılışını görmezden geliyor.
Hawking'e göre fizik yasaları Allah'ın istekleri olmayıp, Dünya üzerindeki hayatın nasıl oluştuğunun gerçek birer açıklamasıdır. Big Bang'in fizik yasalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak meydana geldiğini iddia ediyor ve ekliyor:

''Çünkü yer çekimi gibi bir yasa var, evren kendini bir hiçlikten yaratmıştır ve bunu tekrar yapacaktır.''

Maalesef Hawking'in iddiası, tartışma yaratan ve çığır açan bir etki olarak görülse de yeni değil.
Yıllardır diğer bilim adamları benzer iddialarda bulunurlar. Etrafımızdaki dünyanın müthiş ve sofistike yaratılışının sadece fizik yasaları ve yer çekimi ile açıklanabileceğini iddia ettiler. Bu basit bir yaklaşım olmasına rağmen, seküler çağda şüpheci halk arasında yankı bulmuş görünüyor.

Dindar bir bilim adamı ve olarak şunu söylemeliyim ki; Hawking yanlış yönlendiriyor. Bize aralarında bir çatışma varmış gibi, Allah ile fizik yasaları arasında bir seçim yapmamız gerektiğini söylüyor.

Fakat Hawking'in iddiasının aksine, fizik yasaları hiçbir zaman evreni tam olarak açıklayamaz. Yasalar kendileri bir şey yaratamazlar, onlar, sabit şartlar altında neler gerçekleştiğinin kısmen tanımıdır.

Hawking, yasa ile Yaratan ve Yöneteni karıştırmış gibi görünüyor. Bizim, Allah ile fizik arasında seçim yapmamızı istemesi, jet motorunu açıklamak için havacılık mühendisi Sir Frank Whittle ile fizik yasaları arasında seçim yapmamızı istemesine benziyor.

Bu kategori karışıklığıdır. Fizik yasaları, jet motorunun nasıl çalıştığını açıklayabilir fakat birisi, onu inşa etmeli, yakıt koymalı ve çalıştırmalıdır. Jet, fizik yasaları olmadan kendi başına yaratılmamıştır. Fakat onu yapan, yöneten olarak geliştirmek ve oluşturmak için zeki bir Whittle'a ihtiyaç vardır. Benzer şekilde fizik yasaları, kendi başına evreni yaratamaz. Bir yöneticinin dâhil olması gerekir.
Basit bir analoji kullanırsak, Isaac Newton'un hareket kanunu hiçbir zaman kendi başına bir bilardo topunu, yeşil masa üzerinde hareket ettiremez. Bu ancak ıstaka kullanan bir kişi tarafından kollarının hareketi sonucu gerçekleştirilebilir.


Hawking, yerçekimsiz ortamda.
Hawking'in argüman olarak ''yer çekimi, evrenin yaratılmasını kaçınılmaz kılar'' demesi, bana daha da mantıksız görünüyor. Peki, yer çekimi ilk defa nasıl meydana geldi? Onu oraya kim koydu? Ve onun ortaya çıkışının arkasındaki yaratıcı güç neydi?

Benzer şekilde Hawking, kendiliğinden yaratım teorisine destek olarak, evrenin oluşması için bir fitilin ateşlenmesinin yeterli olduğu argümanı ileri sürüyor. Soru şu: bu fitil nereden geldi? Allah değilse onu kim yaktı?

Hawkin'in teorisinin arkasındaki mantık, ''bilim ile din arasında derin bir çelişki var'' fikrinde yatıyor. Benim bildiğim bir ayırım yok. Bana göre, inançlı bir Hıristiyan olarak, akıl ve ilahi yaratma gücünü barındıran bilimsel yasaların güzelliği, sadece benim inancımı güçlendirir. Yaratmasındaki genişlik, sofitike ve tamlıktan dolayı, bilimi ne kadar anladıkça, Allah'a daha çok inanıyorum.

Bunların dışında Hawking, diğer birçok din eleştirileri gibi, bizim rastgele moleküllerin birleşmesiyle ve düşünülmeyen bir projenin ürünleri olarak oluştuğumuza inanmamızı istiyor. Eğer bu doğruysa, bilim konusunda çalışmamız gereken birçok mantığın altını oymaktadır. Eğer beyin, gerçekten rastgele bir prosesin sonucuysa, öyleyse onun bize doğruyu söyleme kapasitesine inanmamız için bir neden kalmıyor.

Bilgi çağında yaşıyoruz. Kumda adımızın harflerinden oluşan birkaç harf gördüğümüzde anında bunun ardından akıllı bir fail ararız. Biyolojik devasa veri tabanı içerisinde en az 3,5 milyar harf içeren insan DNA'sının arkasındaki Akıllı Yaratıcı ile bunun arasında ne kadar benzerlik vardır?

Hawking'in dine saldırması ne kadar etkileyici, Big Bang teorisine vurgu yapmaya kendini mecbur hissediyor. Çünkü inanmayanlar bunu sevmese de, Big Bang, Hıristiyan yaratılış hikâyesiyle son derece uyumlu. Bundan dolayı Big Bang değer kazanmadan önce İncil'deki hikâyeyi desteklediği görülünce birçok bilim adamı onu reddetti. Bazıları Aristotle'nin başlangıcı ve sonu olmayan ''sonsuz evren'' görüşüne yapışmıştı, fakat bu teori ve diğer varyasyonları şimdilerde gözden düştü.

Hawking aynı zamanda evrende potansiyel başka hayat formlarının da olduğunu düşünüyor. Bu da bizim, Allah'ın yarattığı gezegende tek olarak yaşadığımız geleneksel inança ters düşüyor. Başka yaşam formları olduğuna dair hiçbir kanıt yok, Hawking bize henüz bir tane gösteremedi. Ateistlerin genellikle dünya dışı varlıkların olduğunu iddia etmeleri beni hep eğlendirmiştir. Yine de orada akıllı ve engin bir varlığın olma ihtimalini ifşa etmekte hevesliler: Allah.

Hawking'in yeni yaylım ateşi, kanıta dayalı inançları sarsamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder