Argümanımızın Temel Öncülleri Şunlardır :
Öncül 1. İnce-ayarın varlığı, teizm altında ihtimal-dışı değildir.
Öncül 2. İnce-ayarın varlığı, ateistik tek-evren hipotezi altında çok ihtimal-
dışıdır.13
Sonuç: Öncül (1) ve (2) ve öncelikli onaylama ilkesinden, ince-ayar verilerinin,
ateistik tek-evren hipotezinden çok tasarım hipotezi lehine güçlü kanıt
sağladığı sonucu çıkar.
Öncelikle " ^ " İfadesinin küçük bir tanımını yapmam gerekiyor .Bu Uzun sayıları kısaltmak için kullanılan bir ifadedir. örneğin 100000000000 = 10^9 dur . mesela 10^9 da bir ihtimal demek
Trilyonda bir ihtimala denk gelir .Sayı daha da uzayabilir.
"...inceleyeceğimiz Hassas Ayar,Hayatın oluşmasına imkan tanıyacak derece dengelenmiş öyle bir evren ortaya çıkarmaktadır ki, Böyle bir evren ,grafit noktası üzerine dikey olarak duran keskin bir şekilde açılmış Kurşun Kaleme benzer."[1]
Bu hassas sabiteler hem Evrenin Başlangıcındaki Doğa Sabitelerinde
Hem de Bizzatihi Yasaların kendisinde Mevcut şekilde Karşımıza Çıkıyor .
Bu Hassas Düzeni örneklerle İnceleyelim ;
"Eğer Güçlü Nükleer Kuvvetin ElektroMagnetik kuvvete oranında(evrenin başlangıcında) 10^16 / 1 kadar küçük bir farklılaşma olsaydı hiçbiryıldız oluşamazdı.Aynı şekilde Elektromagnetik Kuvvet sabitesinin,Çekim kuvveti sabitine oranı da benzer bir hassas denge içinde olmalıdır.
Orandaki 10^40 da bir mini minnacık bir artış sadece büyük yıldızların var olmasına olanak verecekti. Evrende küçük ve büyük yıldızlar Birlikte bulunmak zorundadır,çünkü büyük olanlar kendi termonükleerFırınlarında element üretirken ,sadece küçük olanlar bir gezegende hayatın devam edebilmesi için yeterince uzun süre yanabilirler. " [2]
"Evrende canlılığın oluşabilmesi için proton ve elektronun kütleleri mevcut şekilde olmalıdır. Eğer protonun kütlesinin elektronun kütlesine oranı 1836/1 oranında olmasaydı, canlılığı mümkün kılan uzun moleküller oluşamazdı. " [3]
" Bizler insan tasarımı aletlerin tespit edebileceğinden çok daha hassas bir alemde yaşıyoruz.Gene de Kainat Çarşısında hala bizi bekleyen çarpıcı süprizler var.Eğer Planck süresi içinde (Evrenin Başlangıcından sadece 10^-43 saniye sonra) genişleme ve çökme kuvvetlerinin oranında 10^55 'te bir kadar küçük bir farklılaşma olsaydı ya genişleme çok hızlı olacak ve evrende galaksiler oluşmayacaktı, ya da daha yavaş genişleme yüzünden sonunda çok hızlı bir çöküş vuku bulacaktı." [4]
Genel Olarak akıllara takılan bir kaç sorudan biri de Şu olur .Ya sonsuz kere denenmişse bu ihtimaller ve denk gelmiş ise O zamana hassas bir ayardan nasıl bahsedebiliriz ?
Örneğin Planck Süresinin Sabitesini alalım bu Sabitedeki 10^55 ' de 1 farklılık yaşamı olanaksız kılmakla beraber eğer bir Kez yanlış değer seçilseydi evren ya içine kapanarak çökecek yada aşırı hızlanma sonucunda Galaxiler savrurulup canlılık olmayacaktı Ve Olayın püf yeri debu sabite bir kez yanlış oldumu bunu tekrar deneyebilme gibi bir şansımız yok çünkü Evren kapandımı veya Dağıldımı bu patlamayı tekrarlayabilece hiçbir mekanizma yok .
Stephen Hawking :
Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi. [5]
Yapılan hesaplara göre, evrenimizin başlangıçtaki gerçek yoğunluğu ile ötesinde oluşması imkanı bulunmayan kritik yoğunluğu arasındaki fark, yüzde birin bir kuvadrilyonundan azdır. Bu, bir kalemi sivri ucu üzerinde bir milyar yıl sonra da durabilecek biçimde yerleştirmeye benzer... Üstelik, evren genişledikçe, bu denge daha da hassaslaşmaktadır [6]
evrenin patlama hızı inanılmayacak kadar hassas bir kesinlikle belirlenmiştir. Bu nedenle Big Bang herhangi bir patlama değil, her yönüyle çok iyi hesaplanmış ve düzenlenmiş bir oluşumdur.[7]
Hugh Ross bu muhteşem hassas ayarı sayıları ile aktarır :
"Çekim Kuvvetinin Elektro magnetik kuvvete oranı 10^40 / 1 bile değişseydi yıldızların oluşumundaki olumsuzluklardan dolayı canlılık oluşamayacakdı . " [ 8 ]
Caner Taslaman :
Zayıf nükleer kuvvet, güçlü nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvet ve yerçekimi kuvvetinin belli hassas ayarlamalar gözetilerek yaratılmaları gerektiği gibi, birbirlerine göre uygun şekilde de yaratılmaları gerekmektedir. Bu hem galaksilerin ve yıldızların hem de tüm canlıların var olabilmesi için gerekli çok hassas bir dengedir. Bu hassas dengeye şöyle bir örnek verilebilir: Çekim kuvvetinin elektromanyetik kuvvete oranı sırf 1040’da 1 oranında bile değişseydi, yıldızların oluşumundaki olumsuzluklar canlılığın oluşumuna izin vermeyecek seviyede olurdu.
Evrende mevcut olan bu hassas ayarların hepsinin birden gerçekleşmesiyle ancak canlılığın mümkün olduğuna dikkat edilmelidir. Olasılık hesapları açısından, bu tip durumlarda, bütün olasılıkların çarpımının, amacın gerçekleşmesinin olasılığını verdiğini unutmamalıyız. Örneğin S sonucunun gerçekleşmesi ilk olarak milyarda bir, ikinci olarak katrilyonda bir, üçüncü olarak trilyonda bir olasılıklarının hepsinin gerçekleşmesine bağlıysa; S’nin gerçekleşme olasılığı milyar x katrilyon x trilyon’da 1’dir.
Bunlar da göstermektedir ki modern bilimle son dönemde ortaya çıkan veriler, tarih boyunca tasarım delili ile ortaya konan anlayışla uyumludur. Canlılığın varlığı, birkaç olasılıktan birine bağlı basit bir olasılıkla ifade edilmez; canlılığın varlığı için gerekli çok basit bir ön şart, örneğin sırf 10. maddedeki şart bile 1040 ’da 1 olasılığa denk gelmektedir ki, bu olasılık trilyon x trilyon x milyar x on milyon’da 1 demektir.
Bu veriler evrende sıradan bir düzen değil, olağanüstü bir düzen olduğunu gösterir. Doğa yasalarının tasarımı derken, sadece bu yasalardaki ve maddedeki özelliklerin hassas ayarları anlaşılmamalıdır; bu yasaların ve maddedeki özelliklerin bizatihi kendileri de tasarımı gösterir. Sadece protonun kültesinin elektronun kütlesine oranı değil, protonun ve elektronun varlıkları da tasarımı gösterir; çekim kuvvetinin elektromanyetik kuvvete oranının yanında çekim kuvvetinin ve elektromanyetik kuvvetin varlıkları da tasarımı gösterir. Bu yasalardan ve maddedeki özelliklerden birinin bile olmaması durumunda canlılık oluşamazdı. Örneğin entropi yasası bu şekilde olmasa, nefes almamıza sebep olan havadaki moleküllerin dağılımı nefes alınmasını olanaklı kılacak şekilde gerçekleşmeyecek ve havasızlıktan ölecektik. O zaman şu 10 maddede verilen örnekler gibi doğa yasaları ve maddenin özellikleri de tasarımı gösterir [9]
Ve insan kozmolojiyi araştırdıkça, inanılmazlık giderek daha belirgin hale gelir. Evrenin başlangıcı hakkındaki son bulgular, genişlemekte olan evrenin, hayranlık uyandırıcı bir hassasiyetle düzenlenmiş olduğunu ortaya koymaktadır.[10]
Prof. Roger Penrose,Teorik Fizik ve Matematikçi :
"Demek istediğim şudur ki evrenin bir amacı vardır. Orada öyle, bir şekilde şans eseri var olmamıştır". Penrose Tüm hassas sabitlerin Rastgelelikle Oluşbilme İhtimalini 10^10^123 de bir oalrak bulmuştur. Matematikden pek fazla anlamayan arkadaşlar için Bu sayı bir şey ifade etmeyebilir ancak Bu sayı matematik Tarihi Boyunca Ortaya çıkan en devasa sayı .(11)Kaynakça :
1. Dean L.OVERMAN ,düzen ,sf.132
2. God New Physics ,Londra J.M dentandsons ,1983
3. Caner Taslaman ,Evrenden Allaha kitabından .. .
4. John Lennox, Aramızda Kalsın Tanrı Var sf.97
5. Stephen Hawking, A Brief History Of Time, Bantam Press, London: 1988, s. 121-125
6. Hugh Ross, The Creator and the Cosmos, s. 122-23
7. Paul Davies, Superforce: The Search for a Grand Unified Theory of Nature, 1984, s. 184
8. the creator and cosmos , newpres colorado , 1993
9. Caner Taslaman Evrenden Allaha Adlı kitabından .
10. Michael Denton, Nature’s Destiny:How The Laws of Biology Reveal Purpose in the Universe, The New York: The Free Press,1998, s.12-13
11. Roger Penrose, The Emperor's New Mind, 1989; Michael Denton, Nature's Destiny, The New York: The Free Press, 1998, s. 9
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder